18 Mart 2009 Çarşamba

Tekrar Boğaziçi'nde...

Yaklaşık 2 yıl kadar önce (tam olarak 675 gün önce) Boğaziçi Üniversitesi'nde bir konser vermiştik, anneler günüydü. Annem de oradaydı, sanırım Ceki'nin annesi de vardı ve biz Mother çalmıştık. İşte o konserden tam 689 gün sonra tekrar Boğaziçi Üniversitesi'ndeyiz. Lilipek'e yaptığımız "GMK'de konser" baskıları meyvesini verdi nihayet: 1 Nisan 2009'da Garanti Kültür Merkezi'ndeyiz.

Bir süredir düşünüyorum, Boğaziçi'nde okuduğum yıllarda, ki yaklaşık 1991 ila 1996 yılları arasına tekabül eder, müzikle ilgim ve alakam sadece "dinleyici" konumuna indirgenmişti (böyle edilgen falan fiil ama ben indirgemiştim yahu, kendi kararımdı yani). Bugünlerde "şimdiki aklım olsa" falan diyorum "şöyle yapardım, böyle yapardım". Pek öyle olmuyor tabii, neyin ne zaman olacağı bilinmiyor. Demek ki içimde bir ukteymiş. Neyse, ben de "en azından bir şekilde döndün, konser veriyorsun bak!" şeklinde kendini avutmaya çalışan insanı oynuyorum. (Bu blog yazıları insanı duygusal mı yapıyor nedir?)

Sonuçta öyle ya da böyle, tekrar okulda olmak güzel şey! Teşekkürler BÜMK...
Gelenlerle orada görüşmek üzere.
Sevgiler

8 yorum:

  1. bu akşam yıldız ve istanbul ünilerinden ufak çapta bi çıkarma yapmayı düşünüyoruz.. aç kollarını boğaziçi, biz geliyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. sayın PONK FLOYD severler, bi kaç dakikanızı isticem.. buyurun..

    boğaziçi konseri serzenişleri :

    ara ara biletix'e girip "floyd" diye aratıyorum bu grubun konseri var mı diye.. olmadı girip sitesine bakıyorum ki o anlardan biriydi bu konserin haberini almam. son konser babylon performansı beni bi güzel paklar diye düşündüm ve dün konser yoluna koyuldum.

    konserin, kültür merkezinde olacagını duyunca biraz burukluk yaşamadım değil hani. koltuklar olacaktı, oturulacaktı, alkış tutulacak ve eşlik etmekten yoksun bi konser olacaktı ki kanımca da bunların gerçekleşti. peki tüm bunlar mani miydi ispanya maçını izlemek yerine bu konsere gitmeyi istememe? hayır:)

    playlisti sırasıyla hatırlamasam da aklıma geldikçe yazayım bazı serzenişlerimi.
    klasik bi in the flesh girdi ilk olarak ki bunu tahmin etmek zor da deil artık. mesela her ele gitar alınışında "wish you were here" gelecek sanrım tahminleri kadar yorucu deil. "Run like hell" in giriş kısmı tuttuktan sonra diger kısımları da güzel oturdu. ama kanımca günün en güzel söylenen parçası " nobody home" oldu. hem hafif müziğiyle hem de seslendirilişi ile gerçekten çok hoştu. müzik şöleni şeklinde söylenen "comfortably numb" var ki onun yeri de ayrıydı. arka ekranda "mother" şarkısının klibi olarak "the wall movie" den "com. numb" görüntülerinin sunulması ve hala çalınmamış olması gösterip elletmemek tanıma uydu bana göre ki bu naz sonuna kadar devam etti ve en sonunda elleeterek beklediğim şarkı " comf. numb" çalındı. çok güzel de çalındı. ( ama dediğim gibi gecenin şarkısı "nobody home:) ilk gitar solo da taha'nın güzel solosuna diyecek yoktu. ikinci solayı sol tarafta yalnız takılan "cool" kişilik barış da güzeldi.
    "shine on you" vardı birde evet, ama neden bu şarkı esnasında arka ekran "syd" görüntüsü konmaz, anlamam. bi deneyin, inanın daha güzel ve dokunaklı oluyor:)
    "pigs" de güzeldi. çıkarılmaya çalışan domuz sesleri arada ilginç kaçsada bunun gibi bazı ayrıntılara dikkat edinilmesi ayrı bi güzellik katıyor. bu ayrıntı olayı, geçen babylon konserinde " wish you were here" de verilen öksürük sesinin bu sefer verilmesiyle daha güzel bi hal alabilrdi. ya taha öksürmedi, ya da pek duyulmadı. (öksürmek dediğime de bakılmasın, sadece balgamlarla doluşmuş bogazı demizleme hareketi :)
    "money" den bahsetmeme ne dersiniz? severek defalarca izlediğim grubun bence en büyük eksik yanı sahne hakimiyeti. sahnede ezik gibi durunulması.( bu tanımım için kusura bakmayın, tüm gece pink floyd dinledikten sonra sabaha karşı yazılan bi yazı bu) ne demek şimdi bu. şöyle anlatayım. geçtiğimiz günlerde "radiohead tribute" konseri vardı, italyalardan gelen bi grup. iyi çalmalarının yanında eğlendiriyor ve en önemlisi kendileri de eğleniyorlardı. saygıyla pink floyd çalınacak diye hepten bi duraganlık olacak deil ya. hatırlayın roger'ın o havalı bakışlarını, triplerini.. Roger kadar tripkar da olun demiyorm. ama herkesin ayagını ilk bastıgı yerde bitirmesi olayı olmasın gibi. bateriyi kucaklayıp bir oraya bir buraya hareket edin demiyorum:) ama şarkılara eşlik ederek bazen de tempo tutarak bu aktiviteden sizin de zevk aldıgnızı göstermenizi istiyorum. alıyorsunuzdur muhakkak ama bunu görmek istiyor işte seyirci..en azından ben:)
    sadece "money" şarkısında olmalı ufak bi hareketlik sezildi o kadar. en azından kundaktaki bebenin bile bildigi "another brick" te seyirci de buna dahil edilebilr, topluca bir keyiften bahsedilebilr.
    sıra gelsin "wish you were here" şarkısına. kanımca giriş bu sefer olmadı gibi. yani iyi olmadı. dediğim gibi babylondaki öksürük sesinin olmayışı bir yana, akustik gitar tam girişi yapamadı gibi. ya da yorgun olan bana öyle geldi. babylonda bulup da burda bulamadıgım ne var peki başka? hemen söyleyeyim. o koca saksofoncu. evet evet, babylonun en büyük sürpriziydi. "shine on you" daki performansını elimde tuttugum sigaranın hiç içmeden tükenmesine neden olacak kadar hayranlıkla dinledim.
    arkada hafif tonlarla dans eden prenseslerin "the great gig" deki yakarışlarını " ne bu durgunluk, biz de burdayız" cinsinden bir ağıt olarak gördüm. yok yok, günün en iyisi bu parçaydı sanırım. söylenesi en zor, belirli bir sözü olmadan akıllda tutulması zor yakarışları güzellikle söyledikleri için.
    beklediğim bi-iki parçada vardı. neydi bunlar. "high hopes, fearless, dogs,have a cigar"...
    "have a cigar" çalsa da dışarı çıkıp bi sigara yaksam diye düşündüm ama dün çevreci çıktınız. konser bitimi "bidaha bidaha" tempolarına cevap verip tekrar sahneye çıktıgınızda "echoes" bagırtıları arasında benim tek başıma " high hopes" diye bagırdıgım duyulup çalınsa idi daha da bi memnun olurdum kendi açımdan.. ama demokrasi bu olsa gerek, "echoes" tınıltısı geldi klavyeden.

    aklımda daha neler vardı dün bilmiyorum ama şuan aklımda başka bi şey olmadıgını , 1-2 saat da olsa uyumam gerektidğini biliyorum o kadar.. sonuç itibariyle dün akşam bu konseri bir çok şeye tercih edip geldiğime pişman mıyım? tabii ki de , kesinlikle hayır..
    ama koltuk yerine daha müsait bi ortam olsaydı da yaklaşan sınav öncesi biz de kurtlarımızı dökseydik fena da olmadı.
    tabi burda yazılanlar sadece kendi fikrimi oluşturmakta, yanılıyor ya da aldanıyor, gaflet ve delalet içerisinde bulunuyor olabilir. ama işte, böyle be dostlar..
    teşekkürler dinlediğiniz için:)

    YanıtlaSil
  3. en dipcik bi not : yazıyı tekrar okudum da az önce, türkçe kurallarını altüst ettiğim yerler olduğunu farkettim ,bu da benim mahmurluğuma verile..

    olası bir diyalog

    7pf2p - ohh, bize gelince eleştir, sana gelince mahmurluğa verelim.. yok öle yağma..

    Travis - peki:)

    YanıtlaSil
  4. öncelikle kıymetli yorumun için teşekkürler travis :)

    şunu söylemek istiyorum ama: wish you were here'da boğaz temizleme sesini yaptım ben. sansür mü uygulandı masadan acaba, nedir :)

    YanıtlaSil
  5. onca yazımın arasından üzerine düşen sadece bu öksürük yanıtı mıydı:) solo için yaptıgım yoruma da bi teşşekür iyi giderdi hani :p
    sansür mü uygulandı, pek öksüremedin mi bilmiyrm..bi ara mikrofona yaklaştın sonra da güldün izleyicilere bakarak, belki o ara öksürmüşündür ama cidden ben duymadım..

    hem nerdeydi geçenki koca saksafoncu?

    YanıtlaSil
  6. o öksürük önemliydi benim için, o yüzden ilgim oraya ketlendir bir anda :) diğer yorumlarına uzun uzadıya cevap ve teşekkürler geliyor Travis :)

    biz de çok istetik saksafoncumuzun aramızda olmasını ama, öngörülemez durumlar, şanssızlıklar. borcumuz olsun saksafon da :)

    YanıtlaSil
  7. şimdi saksafon borcumuz olsun derken, konudan haberdar olmayan kişiler yanlış anlayabilir :)
    siz zaten 7pf diyerek saksafoncuyu dışlamışsınız, ben de olsam ben de gelmezdim herhalde ( mod on : saksafoncuları savunma )
    saksafoncunun katılacağı bir konser etkinliğine 2 adet bilet ve çubuk kraker istiyorum..(sade olanından)
    "nerden çıktılan şimdi bu çubuk kraker" diyebilirsiniz... o zaman belirteyim. izlediğim 4 konserde de cebimde çubuk krakerle girdim.. kendisini çok severim de.. pink-çubuk kardeşliği kurayım istedim..:)

    YanıtlaSil